KONYA MUTFAK KÜLTÜRÜ
Konya Çatalhöyük’te belirlenen hayat emareleri, hayvanların ehlileştirilmesi ve buğday gibi ürünlerin insanoğlu tarafından yetiştirilmesi ile Konya bölgesinde yemeklerin kimliğini belirlemiştir. Günümüzde o dönemden gelen tahıl ürünleri ve et ağırlıklı beslenme hala devam etmektedir. Konya’nın fethinden sonra Kafkaslardan ve yakın doğudan gelen insanlar geleneksel Konya mutfağının temelini atmıştır. Konya’da yetişen hayvanlar ve farklı tahıl ürünleri ile kendi bölgelerinde yaptıkları ekmek, tutmaç ve ovmaç gibi ürünleri Konya mutfak literatürüne kazandırmışlardır. Sadece kendi bölgelerinde getirdikleri yemeklerle yetinmemiş, bölgede yetişen ürünlerle günümüze kadar uzanan yemek çeşitliliğini oluşturmuşlardır. Konya mutfağında önemli yer tutan domates ve patates ise Osmanlı devletinin son döneminde Konya yemeklerinde ki yerini almıştır. Yapılan birçok yemek artık domates ve patates ilavesi ile pişmeye başlamıştır. Özellikle domatesin Konya mutfağında geç kabul görmesinin başlıca sebebi mutfakta kullanılan bakır kapların düzenli olarak kalaylanmaması sonucunda bazı gıda zehirlenmesi olaylarının görülmesidir. Bakır kullanımının azalması ile yemeklerde domates kullanımı artmıştır. Konya mutfağında merkezi yerlerde pek çok yemekte değişim meydana gelmesine rağmen, Konya köy ve kasabaları hala yüzyıllar öncesine dayanan yemekler ve yemek pişirme teknikleri uygulanmaya devam etmektedir.

Konya’da mutfakta kullanılan alet ekipman genellikle bakır kaptan imal edilirdi. Mutfak eşyaları, mutfakta veya aşhane gibi bölümlerde tutulmasının yanı sıra odalarda bulunan ocakların sağında veya solunda bulunan gözlerde-dolaplarda ve odanın tavanına yakın yükseklikte bulunan sergen/tereklerde muhafaza edilirdi. Mutfaklarda kullanılan gıda maddeleri genellikle kurutulmuş olan gıdalardan oluşurdu. Ayrıca buğday, arpa, un, bulgur, nohut, şeker ve yağlar bol miktarda alınıp kış boyunca tüketmek üzere saklanırdı. Yemekler genellikle hayat ismi verilen avluda veya evin dışına yapılan mutfakta yenilirdi. (Bazı kaynaklar hayat kelimesinin evin mutfağı anlamına geldiğini ifade etmiştir) Mutfağın evin dışına yapılmasının amacı yemek kokusunun evin içine sinmemesi, mutfakta fazla kullanılan suyun evin temellerine sızmaması ya da yangın çıkması halinde eve ulaşmasını engellemektir. 1950 yılından sonra ise Konya civarında mutfaklar evin içerisine inşa edilmeye başlanmıştır. Mutfaklarda inşa edilen ocaklar, mutfağın bir köşesine yapılırdı. Mabeynli evlerin bazısında ise, kışın kullanılan odaya “Koraş” ismi verilen ocaklar yapılırdı. Bu ocaklarda hem yemek ve ekmekler yapılır, hem de evin ısınması sağlanırdı. Yapılan bu ocağın bacası dışarı çıkarılarak dumanın çıkması sağlanırdı. Ocaklar evin özelliğine bağlı olarak genellikle kerpiçten yapılırdı. Ancak bazı evlerin tuğla kullandığı da bilinmektedir. Ocak yapıldıktan sonra saman ve çamur karışımı ile sıvanırdı. Bu sıvama işlemi zaman zaman tekrar ederek ocağın bakımı yapılırdı. Evde pişirilen tüm yemekler ve evin ekmek (şebit ekmeği, kömbe vb.) ihtiyacı bu ocaklarda pişirilen ürünlerle karşılanırdı. Evlerde et kavurma veya pekmez kaynatma işlemi için ise bahçelere birkaç taş bir araya getirilerek ocaklar kurulurdu.

© Telif Hakkı - Konya Mutfağı